- 2020-02-22 08:02 AM
- Turism
Türkiye, özellikle Anadolu tarih boyunca çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmış bir
coğrafyadır. Bu uygarlıklarda tarımsal faaliyetler, bölgenin iklim çeşitliliği nedeniyle
çok çeşitli alanlarda yoğun bir şekilde yapılmıştır. Bu uygarlıkların en önemlileri,
Asurlar, Hititler, Selçuklular, Anadolu Selçukluları ve Osmanlılar olmuştur.
Eski bir coğrafya olan Anadolu’da, eski dünyanın ticaret merkezi olmasının da verdiği
canlılıkla, çok çeşitli tarımsal faaliyetler eski devirlerden beri sürdürülegelmiştir.
Selçuklular ve osmanlılar döneminde toprakların mülkiyeti devletin olmuş ve
kullanma hakkı kişilere verilmiştir. Özellikle Osmanlılardaki toprak düzeni, tarımsal
faaliyetlere önemli ölçüde yön vermiştir. Bu dönemde tarım politikaları, askeri varlığın
oluşturulması, vergilerin toplanması ve büyük şehirlerin gıda ihtiyacının karşılanması
amaçlarına hizmet etmiştir.
Türkiye'de tarım, istihdam, ihracat ve ulusal gelire yaptığı katkı ile önemli bir sektördür. Tarım sektörü, 6,1 milyon istihdam, 62,7 milyar dolar gelir ile önemli bir ekonomik faaliyettir (2011). Türkiye 2014 yılında 190 ülkeye, 18,7 milyar $ değerinde, 1707 tür tarım ürünü ihraç etmiştir.
Tarımsal istihdam 1980 yılında %50.6 iken 2003'te %34.3, 2011'de %25.5 oranlarına inmiştir. Tarımda çalışanların sayısının azalması hizmet ve sanayi sektörlerinde çalışan insanların sayısının artması neticesinde oluşmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarında tarım sektörü GSMH içinde %42,8 paya sahipken, 1970'te %36, 1980'de %25, 1990'da %16, 2000'de %13.5, 2003'te %12.6, 2011'de %8.1'e düşmüştür. Tarım ürünlerinin ithalat içindeki oranı; 1980 yılında %0.6 iken 2011 yılında %7.3'e yükselmiştir.
Tarımda çalışanların oranı yüksek olmasına rağmen ulusal gelirden aldıkları pay düşüktür. 1980'de nüfusun %50,6'sı tarımda çalışırken,ulusal gelire katkıları %25 olmuştur. Gelişmiş ülkelerde tarımda istihdam edilen nüfusun oranı %3-5 gibi çok daha düşüktür.